B2 İngilizce Kelimeler; İngilizce, dünya genelinde en çok konuşulan dillerden biri olup, birçok farklı seviyede dil öğrenicisinin ilgisini çekmektedir. İngilizce öğrenirken kelime dağarcığının geniş olması, daha etkili ve doğru iletişim kurmanın anahtarıdır. B2 İngilizce Kelimeler, orta seviyede bir dil bilgisine sahip olan öğrenciler için oldukça önemlidir, çünkü bu seviyedeki kelimeler, dil öğrenicilerinin ifade yeteneklerini geliştirerek, daha geniş bir kelime yelpazesiyle iletişim kurmalarını sağlar. Bu yazıda, B2 İngilizce Kelimeler üzerine kapsamlı bir liste sunacak ve bu kelimelerin Türkçe karşılıklarını, kullanım şekillerini ve açıklamalarını detaylı şekilde ele alacağız. Ayrıca, her kelimenin yanında anlamını da Türkçe olarak belirterek, öğrenicilerin doğru bir şekilde anlamalarını kolaylaştıracağız.
B2 İngilizce Kelimeler, özellikle yazılı ve sözlü iletişimde daha etkili olabilmek için gereklidir. Bu seviyedeki B2 İngilizce Kelimeler, kelime dağarcığınızı daha da geliştirecek ve günlük konuşmalardan akademik yazılara kadar geniş bir yelpazede kullanmanıza olanak tanıyacaktır. Bu yazının amacı, dil öğrenicilerinin B2 İngilizce Kelimeler üzerinde daha fazla bilgi edinmesini sağlamaktır. Kelime bilgisi geliştikçe, iletişimdeki yetkinlik de aynı oranda artar.
B2 İngilizce Kelimeler Listesi
- Abandon (verb) – terk etmek
- Accomplish (verb) – başarmak
- Adapt (verb) – uyum sağlamak
- Adjacent (adjective) – bitişik, komşu
- Affection (noun) – sevgi, şefkat
- Aggressive (adjective) – saldırgan
- Analyze (verb) – analiz etmek
- Anticipate (verb) – beklemek, tahmin etmek
- Appropriate (adjective) – uygun
- Assert (verb) – iddia etmek, savunmak
- Astonishing (adjective) – şaşırtıcı
- Aware (adjective) – farkında
- Beneficial (adjective) – faydalı
- Bizarre (adjective) – garip, tuhaf
- Capable (adjective) – yetenekli
- Cautious (adjective) – dikkatli
- Comprehensive (adjective) – kapsamlı
- Consequence (noun) – sonuç
- Contradict (verb) – çelişmek
- Critical (adjective) – kritik, önemli
- Deny (verb) – reddetmek
- Desperate (adjective) – umutsuz
- Determine (verb) – belirlemek
- Diminish (verb) – azalmak
- Eager (adjective) – istekli
- Elaborate (verb) – ayrıntılı olarak açıklamak
- Essential (adjective) – gerekli, esas
- Evaluate (verb) – değerlendirmek
- Exceed (verb) – aşmak
- Expand (verb) – genişletmek
- Factor (noun) – faktör, etken
- Fascinate (verb) – büyülemek, cezbetmek
- Flexible (adjective) – esnek
- Fortunate (adjective) – şanslı
- Fraudulent (adjective) – dolandırıcı
- Generous (adjective) – cömert
- Hesitate (verb) – tereddüt etmek
- Hypothesis (noun) – hipotez
- Impressive (adjective) – etkileyici
- Inadequate (adjective) – yetersiz
- Indicate (verb) – belirtmek
- Influence (noun) – etki
- Inspire (verb) – ilham vermek
- Intensive (adjective) – yoğun
- Intriguing (adjective) – ilginç
- Invest (verb) – yatırım yapmak
- Justice (noun) – adalet
- Legitimate (adjective) – yasal, meşru
- Magnificent (adjective) – muazzam
- Mature (adjective) – olgun
- Minimize (verb) – minimize etmek
- Navigate (verb) – yol almak
- Neglect (verb) – ihmal etmek
- Obsolete (adjective) – modası geçmiş
- Opt (verb) – seçmek
- Overcome (verb) – üstesinden gelmek
- Perspective (noun) – bakış açısı
- Persistent (adjective) – ısrarcı
- Pessimistic (adjective) – karamsar
- Precise (adjective) – hassas, doğru
- Prohibit (verb) – yasaklamak
- Prominent (adjective) – öne çıkan, ünlü
- Provoke (verb) – kışkırtmak
- Pursue (verb) – takip etmek
- Rational (adjective) – mantıklı
- Refrain (verb) – kaçınmak
- Reinforce (verb) – güçlendirmek
- Reluctant (adjective) – isteksiz
- Remarkable (adjective) – dikkat çekici
- Reveal (verb) – ortaya çıkarmak
- Revoke (verb) – iptal etmek
- Skeptical (adjective) – şüpheci
- Subsequent (adjective) – sonraki
- Substitute (verb) – yerine geçmek
- Sufficient (adjective) – yeterli
- Suspicious (adjective) – şüpheli
- Tangible (adjective) – somut
- Tolerate (verb) – tahammül etmek
- Ubiquitous (adjective) – her yerde bulunan
- Unanimous (adjective) – oybirliğiyle
- Vague (adjective) – belirsiz
- Vivid (adjective) – canlı
- Warrant (verb) – haklı çıkarmak
- Weary (adjective) – yorgun
- Withdraw (verb) – geri çekmek
- Zealous (adjective) – hevesli
- Adversity (noun) – zorluk
- Alleviate (verb) – hafifletmek
- Arbitrary (adjective) – keyfi
- Beneficiary (noun) – faydalanıcı
- Contribute (verb) – katkı sağlamak
- Delegate (verb) – devretmek
- Dilemma (noun) – ikilem
- Engage (verb) – meşgul olmak
- Enthusiastic (adjective) – hevesli
- Evaluate (verb) – değerlendirmek
- Exemplify (verb) – örneklemek
- Facet (noun) – yön
- Feasible (adjective) – yapılabilir
- Frustrate (verb) – hayal kırıklığına uğratmak
- Gratify (verb) – memnun etmek
- Harassment (noun) – taciz
- Impose (verb) – zorla kabul ettirmek
- Indispensable (adjective) – vazgeçilmez
- Inevitable (adjective) – kaçınılmaz
- Intolerant (adjective) – hoşgörüsüz
- Legislation (noun) – mevzuat
- Liberal (adjective) – liberal
- Magnanimous (adjective) – büyüklük gösteren
- Meticulous (adjective) – titiz
- Notorious (adjective) – kötü ünlü
- Obligatory (adjective) – zorunlu
- Proficiency (noun) – yeterlilik
- Resilient (adjective) – dayanıklı
- Revitalize (verb) – canlandırmak
- Rural (adjective) – kırsal
- Strategic (adjective) – stratejik
- Surpass (verb) – aşmak
- Tangible (adjective) – somut
- Transform (verb) – dönüştürmek
- Unprecedented (adjective) – eşi benzeri görülmemiş
- Versatile (adjective) – çok yönlü
- Vulnerable (adjective) – savunmasız
- Assertive (adjective) – kendine güvenen
- Attractive (adjective) – çekici
- Benevolent (adjective) – iyiliksever
- Collaborative (adjective) – işbirlikçi
- Compliant (adjective) – uyumlu
- Dynamic (adjective) – dinamik
- Exquisite (adjective) – nefis
- Feasible (adjective) – yapılabilir
- Flourish (verb) – gelişmek, büyümek
- Fragile (adjective) – kırılgan
- Genuine (adjective) – gerçek
- Idealistic (adjective) – idealist
- Influential (adjective) – etkili
- Informed (adjective) – bilgili
- Isolate (verb) – izole etmek
- Luminous (adjective) – parlak
- Moral (adjective) – ahlaki
- Mundane (adjective) – sıradan
- Negligible (adjective) – ihmal edilebilir
- Nurture (verb) – büyütmek
- Objective (noun) – amaç
- Outspoken (adjective) – açık sözlü
- Persuasive (adjective) – ikna edici
- Prolific (adjective) – verimli
- Rational (adjective) – mantıklı
- Reluctant (adjective) – isteksiz
- Savvy (adjective) – pratik zekalı
- Significant (adjective) – önemli, kayda değer
- Skeptical (adjective) – şüpheci
- Substantial (adjective) – büyük, kayda değer
- Sufficient (adjective) – yeterli
- Tangible (adjective) – somut
- Tolerate (verb) – tahammül etmek
- Transparent (adjective) – şeffaf
- Unanimous (adjective) – oybirliğiyle
- Vast (adjective) – geniş, engin
- Vibrant (adjective) – canlı, enerjik
- Vulnerable (adjective) – savunmasız
- Warrant (verb) – haklı çıkarmak
- Weary (adjective) – yorgun
- Withdraw (verb) – geri çekmek
- Zealous (adjective) – hevesli, gayretli
- Adversity (noun) – zorluk, sıkıntı
- Alleviate (verb) – hafifletmek, azaltmak
- Arbitrary (adjective) – keyfi, rastgele
- Beneficiary (noun) – faydalanıcı
- Contribute (verb) – katkıda bulunmak
- Delegate (verb) – devretmek, görevlendirmek
- Dilemma (noun) – ikilem, çıkmaz
- Engage (verb) – meşgul etmek, katılmak
- Enthusiastic (adjective) – hevesli, coşkulu
- Evaluate (verb) – değerlendirmek
- Exemplify (verb) – örneklemek
- Facet (noun) – yön, yönü
- Feasible (adjective) – yapılabilir, mümkün
- Frustrate (verb) – hayal kırıklığına uğratmak
- Gratify (verb) – memnun etmek, tatmin etmek
- Harassment (noun) – taciz
- Impose (verb) – zorla kabul ettirmek, yüklemek
- Indispensable (adjective) – vazgeçilmez, gerekli
- Inevitable (adjective) – kaçınılmaz, önlenemez
- Intolerant (adjective) – hoşgörüsüz, tahammülsüz
- Legislation (noun) – mevzuat, yasa
- Liberal (adjective) – liberal, özgürlükçü
- Magnanimous (adjective) – büyüklük gösteren, cömert
- Meticulous (adjective) – titiz, dikkatli
- Notorious (adjective) – kötü ünlü, meşhur
- Obligatory (adjective) – zorunlu, mecburi
- Proficiency (noun) – yeterlilik, beceri
- Resilient (adjective) – dirençli, sağlam
- Revitalize (verb) – canlandırmak, yenilemek
- Rural (adjective) – kırsal, köy hayatına ait
- Strategic (adjective) – stratejik, planlı
- Surpass (verb) – aşmak, geçmek
- Tangible (adjective) – somut, elle tutulur
- Transform (verb) – dönüştürmek, değiştirmek
- Unprecedented (adjective) – eşi benzeri görülmemiş, benzersiz
- Versatile (adjective) – çok yönlü, çok amaçlı
- Vulnerable (adjective) – savunmasız, korunmasız
- Assertive (adjective) – kendine güvenen, iddialı
- Attractive (adjective) – çekici, cazip
- Benevolent (adjective) – iyiliksever, yardımsever
- Collaborative (adjective) – işbirlikçi, ortaklaşa
- Compliant (adjective) – uyumlu, itaatkâr
- Dynamic (adjective) – dinamik, hareketli
- Exquisite (adjective) – mükemmel, harika
- Feasible (adjective) – yapılabilir, mümkün
- Flourish (verb) – gelişmek, büyümek
- Fragile (adjective) – kırılgan, hassas
- Genuine (adjective) – gerçek, samimi
- Idealistic (adjective) – idealist, hayalperest
- Influential (adjective) – etkili, nüfuzlu
- Informed (adjective) – bilgili, haberdar
- Isolate (verb) – izole etmek, ayırmak
- Luminous (adjective) – parlak, ışıldayan
- Moral (adjective) – ahlaki, etik
- Mundane (adjective) – sıradan, gündelik
- Negligible (adjective) – ihmal edilebilir, önemsiz
- Nurture (verb) – büyütmek, beslemek
- Objective (noun) – amaç, hedef
- Outspoken (adjective) – açık sözlü, cesur
- Persuasive (adjective) – ikna edici
- Prolific (adjective) – verimli, üretken
- Rational (adjective) – mantıklı, sağduyulu
- Reluctant (adjective) – isteksiz, gönülsüz
- Savvy (adjective) – pratik zekalı, bilgili
- Serene (adjective) – sakin, huzurlu
- Significant (adjective) – önemli, kayda değer
- Skeptical (adjective) – şüpheci, kuşkucu
- Substantial (adjective) – büyük, önemli
- Sufficient (adjective) – yeterli
- Tangible (adjective) – somut, elle tutulur
- Tolerate (verb) – tahammül etmek, katlanmak
- Transparent (adjective) – şeffaf, belirgin
- Unanimous (adjective) – oybirliğiyle, ortak
- Vast (adjective) – geniş, engin
- Vibrant (adjective) – canlı, enerjik
- Vulnerable (adjective) – savunmasız, korumasız
- Warrant (verb) – haklı çıkarmak, gerekçe göstermek
- Weary (adjective) – yorgun, bitkin
- Withdraw (verb) – geri çekmek, almak
- Zealous (adjective) – hevesli, gayretli
- Adversity (noun) – zorluk, güçlük
- Alleviate (verb) – hafifletmek, azaltmak
- Arbitrary (adjective) – keyfi, rastgele
- Beneficiary (noun) – faydalanıcı, yararlanıcı
- Sensational (adjective) – harika, olağanüstü
B2 İngilizce Kelimeler; Bu yazıda B2 İngilizce Kelimeler listesini detaylı bir şekilde sunduk ve her kelimenin Türkçe karşılığını belirterek anlamlarını açıklamaya çalıştık. B2 İngilizce Kelimeler, dil öğrenicilerinin dil becerilerini geliştirmeleri ve daha etkili bir şekilde iletişim kurabilmeleri için kritik bir öneme sahiptir. Bu kelimeler, daha zengin bir kelime dağarcığına sahip olmanızı sağlayacak ve çeşitli durumlarda kendinizi daha iyi ifade etmenize yardımcı olacaktır. Dil öğrenmenin temel taşlarından biri, doğru ve etkili bir kelime bilgisine sahip olmaktır. B2 İngilizce Kelimeler listesinde yer alan kelimeler, dil becerilerinizi ileriye taşıyarak İngilizceyi daha doğal ve akıcı bir şekilde kullanmanıza olanak tanıyacaktır. B2 İngilizce kelimeleri öğrenmek ve doğru bir şekilde kullanmak, yalnızca akademik çalışmalarda değil, günlük yaşamda da İngilizceyi daha etkin bir şekilde kullanmanızı sağlar.
İlginizi Çekebilir:
1. A1 İngilizce Kelimeler
2. A2 İngilizce Kelimeler
3. B1 İngilizce Kelimeler