İngilizce öğrenme sürecinde düzensiz fiiller önemli bir yer tutar. Dilin temel yapı taşlarından olan fiiller, hem konuşma hem de yazma becerilerinde hayati bir rol oynar. İngilizce düzensiz fiiller, öğrenciler için bazen zorlayıcı olabilir. Ancak, doğru stratejiler ve düzenli pratikle bu fiilleri öğrenmek mümkündür.
Düzenli ve düzensiz fiiller arasındaki farkı anlamak, İngilizce dilbilgisini etkili bir şekilde kullanmanın ilk adımıdır. Düzenli fiiller, belirli kurallara göre çekimlenirken, düzensiz fiiller bu kurallara uymaz ve her birinin kendine özgü bir çekim şekli vardır. Örneğin, “walk” fiilinin geçmiş zaman hali “walked” iken, “go” fiilinin geçmiş zaman hali “went”tir. Bu farklılıklar, düzensiz fiilleri öğrenmenin zorluğunu artırır.
Düzensiz fiiller, İngilizce dilinde sıkça kullanılır ve bu nedenle onları öğrenmek oldukça önemlidir. Bu yazıda, düzensiz fiillerin tanımını, kullanımını ve öğrenme stratejilerini ele alacağız. Ayrıca, yaygın düzensiz fiillerin bir listesini sunarak, her bir fiilin anlamını ve cümle içinde kullanımını göstereceğiz. Bu bilgiler, İngilizce öğrenme sürecinizde size rehberlik edecek ve dil becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olacaktır. Hazırsanız yazımıza geçelim.
İngilizce Düzensiz Fiiller Nedir?
Düzensiz fiiller, belirli kurallara göre çekimlenmeyen ve her biri kendine özgü bir çekim şekline sahip olan fiillerdir. İngilizce’de yaklaşık 200 düzensiz fiil bulunmaktadır ve bu fiiller, dilin en temel yapı taşlarından biridir. Düzenli fiillerin aksine, düzensiz fiillerin geçmiş zaman ve geçmiş participle halleri genellikle benzersizdir ve bu da onları ezberlemeyi gerektirir.
Düzensiz fiillerin çekim kuralları, herhangi bir mantık veya sistematik bir yapı izlememektedir. Örneğin, “eat” fiilinin geçmiş zaman hali “ate” ve geçmiş participle hali “eaten”dir. Aynı şekilde, “see” fiilinin geçmiş zaman hali “saw” ve geçmiş participle hali “seen”dir. Bu fiillerin her biri farklı kurallara göre çekimlenir ve bu da öğrenme sürecini zorlaştırabilir.
Düzensiz fiillerin öğrenilmesinde önemli olan, her bir fiilin çekim hallerini ezberlemek ve bu fiilleri cümle içinde kullanarak pratik yapmaktır. Ayrıca, düzensiz fiillerin kullanıldığı yaygın cümle yapılarını ve kalıplarını öğrenmek de önemlidir. Bu sayede, düzensiz fiilleri daha doğru ve akıcı bir şekilde kullanabilirsiniz.
Örneklerle açıklamak gerekirse, “begin” fiilinin geçmiş zaman hali “began” ve geçmiş participle hali “begun”dur. Bu fiili cümle içinde kullanarak öğrenmek, fiilin farklı hallerini daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır:
- I begin my day with a cup of coffee. (Günümü bir fincan kahve ile başlatırım.)
- Yesterday, I began reading a new book. (Dün yeni bir kitaba başladım.)
- I have begun to learn a new language. (Yeni bir dil öğrenmeye başladım.)
Düzensiz fiillerin bu şekilde öğrenilmesi, dilde akıcılık kazanmanıza ve daha doğru cümleler kurmanıza yardımcı olacaktır. Makalemizin devamında, yaygın düzensiz fiillerin bir listesini sunarak, her bir fiilin anlamını ve cümle içinde kullanımını göstereceğiz.
En Çok Kullanılan İngilizce Düzensiz Fiiller
İngilizce düzensiz fiillerin öğrenilmesi, dilde akıcılık kazanmanın ve daha doğru cümleler kurabilmenin anahtarlarından biridir. Aşağıda, yaygın olarak kullanılan düzensiz fiillerin bir listesini ve bu fiillerin anlamlarını bulabilirsiniz. Her bir fiilin anlamı ve cümle içinde kullanımı, fiilin öğrenilmesini kolaylaştıracaktır.
be (olmak): am, is, are – was, were – been
- I am a student. (Ben bir öğrenciyim.)
- She was happy yesterday. (O, dün mutluydu.)
- They have been friends for years. (Yıllardır arkadaşlar.)
begin (başlamak): begin – began – begun
- I begin my day with a run. (Günüme koşarak başlarım.)
- He began his speech with a joke. (Konuşmasına bir fıkra ile başladı.)
- She has begun a new project. (Yeni bir projeye başladı.)
break (kırmak): break – broke – broken
- I break the silence. (Sessizliği bozarım.)
- He broke the window. (Camı kırdı.)
- The vase has broken. (Vazo kırıldı.)
choose (seçmek): choose – chose – chosen
- I choose to stay home. (Evde kalmayı seçerim.)
- She chose the red dress. (Kırmızı elbiseyi seçti.)
- They have chosen the best option. (En iyi seçeneği seçtiler.)
do (yapmak): do – did – done
- I do my homework every day. (Her gün ödevimi yaparım.)
- He did the dishes. (Bulaşıkları yıkadı.)
- She has done a great job. (Harika bir iş çıkardı.)
eat (yemek): eat – ate – eaten
- I eat breakfast at 8 am. (Saat 8’de kahvaltı yaparım.)
- We ate dinner together. (Birlikte akşam yemeği yedik.)
- He has eaten all the cookies. (Tüm kurabiyeleri yedi.)
go (gitmek): go – went – gone
- I go to school by bus. (Okula otobüsle giderim.)
- She went to the store. (Mağazaya gitti.)
- They have gone on vacation. (Tatile gittiler.)
see (görmek): see – saw – seen
- I see a bird in the sky. (Gökyüzünde bir kuş görüyorum.)
- He saw a movie last night. (Dün gece bir film izledi.)
- She has seen that show before. (O gösteriyi daha önce gördü.)
İngilizce Düzensiz Fiillerin Listesi
İngilizce düzensiz fiillerin öğrenilmesi, dilde akıcılık kazanmanın ve daha doğru cümleler kurabilmenin anahtarlarından biridir. Bu nedenle, sizin için kapsamlı bir düzensiz fiiller listesi hazırladık.
Base Form (Temel Form) | Simple Past (2. Hali) | Past Participle (3. Hali) | Türkçe Anlamı |
---|---|---|---|
abide | abode | abode | uymak |
arise | arose | arisen | ortaya çıkmak |
awake | awoke | awoken | uyanmak / uyandırmak |
be | was/were | been | olmak |
bear | bore | borne / born | taşımak |
beat | beat | beaten | dövmek |
become | became | become | olmak |
beget | begat / begot | begotten | yaratmak |
begin | began | begun | başlamak |
bend | bent | bent | bükmek |
bet | bet | bet | bahis oynamak |
bid | bid / bade | bid / bidden | teklif etmek |
bite | bit | bitten | ısırmak |
bleed | bled | bled | kanamak |
blow | blew | blown | üflemek |
break | broke | broken | kırmak |
bring | brought | brought | getirmek |
broadcast | broadcast | broadcast | yayın yapmak |
build | built | built | inşa etmek |
burn | burnt / burned | burnt / burned | yakmak |
burst | burst | burst | patlamak |
buy | bought | bought | satın almak |
can | could | could | yapabilmek |
cast | cast | cast | dökmek |
catch | caught | caught | yakalamak |
chide | chid / chode | chid / chidden | azarlamak |
choose | chose | chosen | seçmek |
cling | clung | clung | tutunmak |
clothe | clad / clothed | clad / clothed | giyinmek |
come | came | come | gelmek |
cost | cost | cost | mal etmek |
creep | crept | crept | sürünmek |
cut | cut | cut | kesmek |
deal | dealt | dealt | anlaşmak |
dig | dug | dug | kazmak |
dive | dived | dived / dove | dalmak |
do | did | done | yapmak |
draw | drew | drawn | çizmek |
dream | dreamt / dreamed | dreamt / dreamed | hayal etmek |
drink | drank | drunk | içmek |
drive | drove | driven | sürmek |
dwell | dwelt | dwelt / dwelled | yaşamak |
eat | ate | eaten | yemek |
fall | fell | fallen | düşmek |
feed | fed | fed | beslemek |
feel | felt | felt | hissetmek |
fight | fought | fought | dövüşmek |
find | found | found | bulmak |
flee | fled | fled | kaçmak / sıvışmak |
fling | flung | flung | atmak |
fly | flew | flown | uçmak |
forbid | forbade | forbidden | yasaklamak |
forecast | forecast | forecast | tahmin etmek |
foresee | foresaw | foreseen | öngörmek |
forget | forgot | forgotten / forgot | unutmak |
forgive | forgave | forgiven | affetmek |
forsake | forsook | forsaken | terketmek |
freeze | froze | frozen | dondurmak |
get | got | gotten / got | almak / olmak |
give | gave | given | vermek |
go | went | gone | gitmek |
grind | ground | ground | üzmek / çektirmek |
grow | grew | grown | büyümek |
hang | hung | hung | asmak |
have | had | had | sahip olmak |
hear | heard | heard | duymak |
hide | hid | hidden | gizlemek |
hit | hit | hit | vurmak |
hold | held | held | tutmak |
hurt | hurt | hurt | acıtmak |
keep | kept | kept | tutmak |
kneel | knelt / knelled | knelt / kneeled | diz çökmek |
know | knew | known | bilmek |
lay | laid | laid | yerleştirmek |
lead | led | led | yönetmek |
lean | leant / leaned | leant / leaned | eğilmek |
leap | leapt / leaped | leapt / leaped | sıçramak |
learn | learnt | learnt | öğrenmek |
leave | left | left | ayrılmak |
lend | lent | lent | ödünç vermek |
let | let | let | izin vermek |
lie | lay | lain | yalan söylemek |
light | lit / lighted | lit / lighted | ışık |
lose | lost | lost | kaybetmek |
make | made | made | yapmak |
mean | meant | meant | kastetmek |
meet | met | met | buluşmak |
mow | mowed | mowed / mown | biçmek |
offset | offset | offset | telafi etmek |
overcome | overcame | overcome | üstesinden gelmek |
partake | partook | partaken | katılmak |
pay | paid | paid | ödemek |
plead | pled / pleaded | pled / pleaded | yalvarmak |
preset | preset | preset | önceden kurmak |
prove | proved | proven / proved | kanıtlamak |
put | put | put | koymak |
quit | quit | quit | çıkmak |
read | read | read | okumak |
relay | relaid | relaid | el değiştirmek |
rend | rent | rent | parçalamak |
rid | rid | rid | kurtulmak |
ring | rang | rung | çalmak |
rise | rose | risen | yükselmek |
run | ran | run | koşmak |
saw | saw / sawed | sawn / sawed | testere ile kesmek |
say | said | said | söylemek |
see | saw | seen | görmek |
seek | sought | sought | aramak |
sell | sold | sold | satmak |
send | sent | sent | göndermek |
set | set | set | ayarlamak |
shake | shook | shaken | sallamak |
shed | shed | shed | dökmek |
shine | shone | shone | parlamak |
shoe | shod | shod | ayakkabı giydirmek |
shoot | shot | shot | vurmak |
show | showed | shown | göstermek |
shut | shut | shut | kapamak |
sing | sang | sung | şarkı söylemek |
sink | sank / sunk | sunk / sunken | batırmak |
sit | sat | sat | oturmak |
slay | slew | slain | öldürmek |
sleep | slept | slept | uyumak |
slide | slid | slid | kaymak |
slit | slit | slit | yırtmak |
smell | smelt | smelt | koklamak |
sow | sowed | sown / sowed | ekmek / dikmek |
speak | spoke | spoken | konuşmak |
speed | sped | sped | hızlandırmak |
spell | spelt | spelt | harf harf kodlamak |
spend | spent | spent | harcamak |
spill | spilt / spilled | spilt / spilled | dökülmek |
spin | spun | spun | döndürmek |
spit | spat / spit | spat / spit | tükürmek |
split | split | split | ayırmak |
spoil | spoilt | spoilt | şımartmak |
spread | spread | spread | yayılmak |
spring | sprang | sprung | sıçramak / yaylanmak |
stand | stood | stood | durmak |
steal | stole | stolen | hırsızlık yapmak |
stick | stuck | stuck | yapışmak |
sting | stung | stung | sokmak |
stink | stank | stunk | pis kokmak |
strew | strewed | strewn / strewed | serpmek |
strike | struck | stricken / struck | vuruş yapmak |
strive | strove | striven | çabalamak |
swear | swore | sworn | yemin etmek |
sweat | sweat / sweated | sweat / sweated | terlemek |
sweep | swept | swept | süpürmek |
swell | swelled / sweated | swollen | kabarmak |
swim | swam | swum | yüzmek |
swing | swung | swung | sallamak |
take | took | taken | almak |
teach | taught | taught | öğretmek |
tear | tore | torn | koparmak / yırtmak |
tell | told | told | söylemek |
think | thought | thought | düşünmek |
thrive | throve / thrived | thriven / thrived | gelişmek |
throw | threw | thrown | fırlatmak |
thrust | thrust | thrust | sokmak & itmek |
undergo | underwent | undergone | uğramak |
understand | understood | understood | anlamak |
wake | woke | woken | uyanmak |
wear | wore | worn | giymek |
weep | wept | wept | ağlamak |
wet | wet / wetted | wet / wetted | ıslatmak |
win | won | won | kazanmak |
wind | wound | wound | sarmak |
withdraw | withdrew | withdrawn | çekilmek |
wring | wrung | wrung | sıkmak |
write | wrote | written | yazmak |
Düzensiz Fiillerin Öğrenme Stratejileri
Düzensiz fiillerin öğrenilmesi, belirli stratejiler ve teknikler kullanılarak daha kolay hale getirilebilir. Aşağıda, düzensiz fiilleri öğrenmek için kullanabileceğiniz bazı stratejiler bulunmaktadır:
- Gruplama: Düzensiz fiilleri benzer çekimlere sahip olanlar şeklinde gruplandırarak öğrenmek, fiilleri daha hızlı hatırlamanıza yardımcı olabilir. Mesela, “drink – drank – drunk” ve “sing – sang – sung” fiilleri benzer çekimlere sahiptir.
- Ezber Kartları: Ezber kartları kullanarak fiillerin farklı hallerini ve anlamlarını öğrenebilirsiniz. Bir tarafına fiilin kök halini, diğer tarafına ise geçmiş zaman ve geçmiş participle hallerini yazabilirsiniz.
- Günlük Kullanım: Düzensiz fiilleri günlük hayatınızda kullanarak öğrenmek, fiillerin daha doğal bir şekilde aklınızda kalmasına yardımcı olur. Günlük konuşmalarınızda ve yazılarınızda bu fiilleri kullanmaya özen gösterin.
- Dinleme ve Okuma: İngilizce dinleme ve okuma aktiviteleri yaparak düzensiz fiillerin cümle içinde nasıl kullanıldığını öğrenebilirsiniz. İngilizce filmler izlemek, şarkılar dinlemek ve kitaplar okumak bu konuda faydalı olacaktır.
- Oyunlar ve Uygulamalar: Düzensiz fiillerle ilgili çeşitli oyunlar ve mobil uygulamalar, fiilleri eğlenceli bir şekilde öğrenmenizi sağlayabilir. Bu tür uygulamalar kullanarak
İngilizce Düzensiz Fiiller PDF İndir
Tüm İngilizce düzensiz fiillerin listesini aşağıdan indirebilirsiniz.